Termal drone denetimleri, geniş ölçekli PV panel sahalarının hızlı ve verimli biçimde incelenmesi için günümüzde en çok tercih edilen yöntem haline gelmiştir. Bu yöntemde, kızılötesi (IR) kamerayla donatılmış bir insansız hava aracı (UAV) güneş enerji tesisinin üzerinden uçarak her paneli yukarıdan tarar. Özel yazılımlar, dronu önceden tanımlanmış uçuş rotaları boyunca yönlendirir ve bu sayede tüm tesis sistematik biçimde taranır. Böylece, yürüyerek günler sürecek bir inceleme süreci, büyük ölçekli bir santral için yalnızca birkaç saat içinde tamamlanabilir.
Kızılötesi kamera, her güneş modülündeki sıcaklık farklılıklarını kaydeder. Sağlıklı paneller genellikle homojen sıcaklıkta çalışırken, anormal derecede sıcak veya soğuk bölgeler potansiyel arızaları işaret eder. Termal görüntüler sayesinde çıplak gözle görülmeyen birçok problem tespit edilebilir:
Sıcak noktalar (Hotspots): Hücre hasarı, çatlaklar veya arızalı baypas diyotları nedeniyle panelin belirli bölgeleri normalden çok daha sıcak çalışabilir. Bu alanlar panelin bir kısmının doğru çalışmadığını gösterir ve performans kaybına, hatta yangın riskine yol açabilir.
Arızalı hücreler veya modüller: İçsel arızası bulunan bir panel (örneğin mikro çatlak veya lehim problemi) düzensiz bir termal imza sergiler. Güç üretmeyen bölgeler daha soğuk, yüksek direnç nedeniyle sorun yaşayan bölgeler ise normalden sıcak görünebilir.
Dizi veya sistem hataları: Bir dizi panel sigorta, kesici veya kablolama arızası nedeniyle devre dışı kaldığında, termal haritada diğer panellere göre belirgin biçimde daha soğuk bir satır olarak ortaya çıkar. Bu durum, dizi bağlantılarındaki elektriksel kesintilerin veya toplama kutusu arızalarının kolayca tespit edilmesini sağlar.
Drone denetimlerinin en büyük avantajlarından biri hızdır. Bir drone, birkaç saat içinde onlarca megawatt’lık panel alanını tarayabilir. Bu da manuel yöntemlere kıyasla denetim süresini 10 ila 15 kat kısaltarak olası enerji kayıplarının çok daha erken önlenmesini sağlar. Ayrıca denetim sırasında teknisyenlerin sahada yapıya tırmanma veya canlı elektrik ekipmanlarıyla temas etme riskleri ortadan kalkar, böylece güvenli çalışma koşulları korunur.